Türkiye’nin rock müzik tarihine damgasını vuran isimlerden biri olan Cem Karaca, 1 Mayıs’ta Atv’de yayınlanan “Cem Karaca’nın Gözyaşları” filminin ardından yeniden gündeme geldi. İzleyiciler, “Cem Karaca kimdi, neden ve ne zaman hayatını kaybetti?” sorularına yanıt arıyor. İşte protest müziğin öncülerinden olan bu eşsiz sanatçının hayatı, eserleri ve ardında bıraktığı derin izler...
Tam adı Muhtar Cem Karaca olan sanatçı, 5 Nisan 1945’te İstanbul’da doğdu. Babası Azerbaycan kökenli tiyatrocu Mehmet Karaca, annesi ise Ermeni asıllı opera sanatçısı Toto Karaca (İrma Felekyan) idi. Sanatla iç içe bir ailede büyüyen Cem Karaca, küçük yaşlarda müzikle tanıştı. Eğitim hayatına Robert Kolej’de başlayan Karaca, müzik serüvenine ise 1960’ların başında kurduğu Dinamikler grubuyla adım attı.
Sanatçı bir ailede büyüyen Cem Karaca’nın mesleği müzisyenlikti. Aynı zamanda söz yazarı, besteci, vokalist, tiyatro oyuncusu ve sunucu olarak da çeşitli alanlarda sanat üretmiştir. Anadolu ezgilerini rock müzikle harmanlayarak Türk müzik tarihinde yepyeni bir sayfa açtı.
Cem Karaca'nın müzik yolculuğu Jaguarlar, Apaşlar, Kardaşlar, Moğollar ve Dervişan gibi önemli gruplarla sürdü. 1967’de “Emrah” şarkısıyla Altın Mikrofon yarışmasında ikincilik elde etti. Ardından gelen “Resimdeki Gözyaşları”, “Tamirci Çırağı”, “Namus Belası” ve “Deniz Üstü Köpürür” gibi eserleriyle Anadolu rock müziğini hem toplumsal hem duygusal temalarla buluşturdu. 1978 yılında kaydettiği “Safinaz” adlı rock operası ise türünün ilk örneği olarak müzik tarihine geçti.
1970’li yıllarda politik söylemleriyle dikkat çeken Karaca, 1979 yılında Almanya’ya gitti. 1980 darbesi sonrası hakkında açılan davalar nedeniyle Türkiye’ye dönemedi ve 1983’te vatandaşlıktan çıkarıldı. Bu dönemi Almanya’da müzikle geçiren Karaca, 1985’te Turgut Özal’la yaptığı görüşmenin ardından 1987’de ülkesine döndü.
Cem Karaca, 8 Şubat 2004 tarihinde İstanbul’da kalp ve solunum yetmezliği sonucu geçirdiği kriz nedeniyle yaşamını yitirdi. Ölüm anında 58 yaşındaydı. Karaca, vasiyeti gereği Karacaahmet Mezarlığı’nda babasının yanına defnedildi. Hayatının son döneminde Mahsun Kırmızıgül ve Mehmet Eryılmaz ile yaptığı çalışmalarla gündemdeydi. Son sahne performansını ise 17 Ocak 2004’te Ankara’da gerçekleştirdi.
Cem Karaca yalnızca müzikle değil, tiyatro ve televizyonla da yakından ilgilendi. “Kralların Öfkesi” (1970) ve “Kahpe Bizans” (1999) gibi filmlerde rol aldı. 1990’lı yıllarda TRT ve Flash TV’de çeşitli programlar sundu. “Raptiye” ve “Cem Karaca Show” bu projelerden yalnızca birkaçıdır.
Cem Karaca’nın şarkıları yalnızca dönemin değil, birçok kuşağın ruhuna dokundu:
Cem Karaca, şarkılarında hem aşkı hem halkın sesini dile getirdi. Bugün hâlâ şarkıları dillerde, mesajları ise hafızalarda yaşamaya devam ediyor.
Siz de aklınızdaki soruları sorabilir, konuyla ilgili fikirlerinizi paylaşabilirsiniz.
Bu haber için yorum bulunmamaktadır.
eleman.net'te her gün yüzlerce yeni iş ilanı yayınlanıyor. Hayalindeki işe başlamak için özgeçmiş oluştur ve sana en uygun ilanlara başvur.
Hemen Özgeçmiş OluşturBu siteyi kullanmadan önce verileriniz hakkında aydınlatma metnini, gizlilik ve üyelik koşullarını inceleyebilirsiniz.