Pandemi ve kısıtlamaların hayatımıza girmesiyle birlikte hepimizin artık sıkça duymaya başladığı yeni bir dünya düzeninden bahsediliyor. Dizayn edilen bu yeni dünya düzeninin başında ise zaten uzun zamandır hayatımızda var olan teknolojinin artık bütün iş, eğitim ve yaşam koşullarımızın tamamına hâkim olması geliyor. Teknolojinin hayatın neredeyse her alanında yaygın bir şekilde kullanıldığı dijital bir çağdayız ve elbette yaşamımızı kolaylaştıran faydalarını göz ardı edemeyiz. Ancak yaşamımızı sınır tanımaz bir halde işgal etmesine izin vermek, yarardan çok zarara sürüklenmek demektir.
Ekran süresi; TV, bilgisayar, akıllı telefonlar, video oyunları, tablet, elektronik ve oyun cihazları gibi görsel ekran tabanlı teknolojilerle etkileşim için harcanan zamanı ifade eder. Ekran karşısında geçirilen uzun sürede mental ve fiziksel yorgunluk, hareket yetersizliği ve pasif alıcı olma söz konusudur.
Uzun süreli ve kontrolsüz ekran süresi hareketsizlik ve buna bağlı gelişen kas iskelet sistemi rahatsızlıkları, obezite, görme sorunları, uyku sorunları gibi fiziksel problemlerin yanı sıra dikkat sorunları gibi nörolojik problemleri de beraberinde getirir.
Dikkat; düşünce ve duyguları bir konu üzerinde toplama halidir. Duyu organlarımız tarafından çevreden gelen uyaranların beynimiz tarafından algılamaya hazır hale getirilme sürecidir. Görme, işitme, dokunma, tatma, koklama duyularının ve öğrenme mekanizmalarının aynı noktaya odaklanması gibi birçok yaşamsal eylemi sürdürmemizi sağlayan dikkat becerimizin kendi öz irademizle nasıl zarar gördüğünü biraz düşünelim.
Dikkatimiz ve zamanımız en çok nelerle meşgul? Gün içinde en fazla nelere zaman ayırıyoruz?
Başlanılan bir işi bitirememek, diğer insanlarla iletişim kurarken konuşulanları takip edememek, eşyaları kaybetmek ya da bir yerlerde unutmak gibi problemler kişisel ya da iş hayatında zorluklara neden olabilen dikkat sorunlarıdır. Bu sorunlar hayat kalitesini ve işlevselliği önemli oranda etkileyebilir. Bu bağlamda yaşam odağımızı şekillendiren dikkat problemleriyle ilgili çözüm yollarına baktığımızda biyolojik faktörlerin dışında müdahale edebileceğimiz çevresel faktörlerin başında gelen ekran kullanımı gelir. Ekran kullanım süremizi düzenlemek veya bir diğer deyişle ideal ekran süresini belirlemek için kişisel irademizi kullanma sorumluluğu devreye girmektedir. Bu noktada John Stepper'in şu sözü harekete geçmemiz için bizleri güdüleyebilir; "Dikkatimizi neye yoğunlaştıracağımızın kararı tüm hayat görüşümüzü şekillendirebilir. Ve bu karar bize hangi kapıların açılacağını ve hangi kapıları hiçbir zaman göremeyeceğimizi de belirler.”
Teknoloji kullanımı söz konusu olduğunda en fazla üstünde durulması gereken yaş grubu şüphesiz çocuklardır. Ekranla tanışma yaşının her geçen gün giderek düştüğü bilinen bir gerçektir. Günümüzün bebek ve okul öncesi çocuklarını kapsayan Alfa Kuşağı, gözlerini mobil cihaz ve dijital ekranlarla birlikte açan 2013 ve sonrasında doğan çocukları tanımlamaktadır ve bu kuşağın büyük bir çoğunluğu bakıcıları ekran olan nesil olarak değerlendirilmektedir.
Dijital cihazların çeşitliliğinin artması ve bu cihazlara uzun süre maruz kalma, dikkat süresinin azalması ve dikkat dağınıklığı, odaklanma zorlukları gibi nörolojik işlevlerin zayıflamasına neden olabilmektedir.Çocukların dijital cihazlarla erken yaşlarda tanışması ve fazla zaman harcamaları, düşük kaliteli ve uygunsuz içerikler izlemeleri dikkat ve odaklanma problemlerinin yanı sıra; dürtü kontrolü, öz düzenleme, zihinsel esneklik, diğer insanların düşünce ve duygularını anlama becerisi gibi bilişsel işlevleri de olumsuz yönde etkilemektedir.
Dikkat eksikliği, konsantrasyon bozuklukları, çabuk sıkılma, hazzı erteleyememe gibi sorunlar teknoloji çağında yaşayan neslin temel meselesi haline gelmiştir. Literatürde artan ekran süresinin dikkat eksikliği, konuşma becerisini kazanamama, fiziksel inaktivite, obezite, uyku sorunları gibi birçok sağlık problemleri ile ilişkili olduğunu belirten çalışmalar mevcuttur.
Çocuklar ve ergenler teknolojiyi kullanma alışkanlığını ailede kazanır. Yetişkinler olarak kendimize şu soruyu yöneltme sorumluluğunu taşıyoruz; Çocuklarımız teknolojiye dost olurken doğaya, toplumsal yaşam ve değerlere sırtını dönen bir nesil haline mi geliyor?
Çocukların en hareketli olmaları gereken dönemlerinde hareket enerjilerinin azalması çevrelerine karşı daha saldırgan ve zarar verici eylemlere yönelmelerine sebep olabilmektedir Dijital araçların yaygın ve kolay ulaşılabilir olduğu bir dünyaya doğan çocukların bu alanı yetişkinlerden daha çok ve ustaca kullandığı bir gerçek. Ancak yaşları gereği, teknolojinin ve sunduğu içeriklerin doğrusunu yanlışından ayırt etmeleri kendi inisiyatiflerine bırakılacak bir durum değildir.
Bunu sağlıklı bir şekilde takip edebilmek için ebeveynlerin öncelikle internet dilini, içeriğini ve güvenli internet kullanımını bilmesi, bu konuda gerçekleşen yasal düzenlemeleri takip edip; yasa dışı uygulamaları gerekli mercilere bildirmesi ve çocuğun arkadaş çevresini tanıması, okul ve öğretmenleriyle işbirliği içinde olması önem arz eder.
Sosyal medya kullanımı dâhil olmak üzere, çocuk ve ergenlerin ziyaret ettikleri internet siteleri ve kullandıkları teknolojik cihazların takibi göz ardı edilmemelidir. Ekran kullanımına izin verilecekse, bunların kullanımı belirli kurallara tabi olmalıdır. Makul ve dayanaklı kurallar oluşturup bu kurallardan taviz verilmemesine önem verilmelidir.
Teknoloji kullanımına sınır getirme noktasında üç yaşından küçük çocukların internet, bilgisayar ya da televizyonla karşılaşmaması, 3 yaşından itibaren ise çocuğun yaşı çarpı 10 dk. şeklinde bir sınırlandırma sağlıklı olan bir sınırlamadır. Ebeveynlerin söylediklerinin tesir edici ve kalıcı olabilmesi için teknolojiye alternatif faaliyetler üretme noktasında rol model olması önemlidir. Çocukların her konuda olduğu gibi teknoloji kullanımı konusunda da ebeveynlerini örnek aldığı unutulmamalıdır. Yetişkinlerin de kendi ekran kullanımlarını düzenlemeleri faydalı olacaktır.
Odaklanmayı destekleyici mobil uygulamalar, atıl süre ayarlama gibi düzenlemelerle yetişkinler de kendi öz düzenlemelerini yapılandırabilirler.
Siz de aklınızdaki soruları sorabilir, konuyla ilgili fikirlerinizi paylaşabilirsiniz.
Bu haber için yorum bulunmamaktadır.
Konusmaliyiz.com alanında uzman Psikolog, Aile Danışmanı ve Diyetisyenlere zaman ve mekan farketmeksizin kolaylıkla ulaşabileceğiniz online bir platformdur.
eleman.net'te her gün yüzlerce yeni iş ilanı yayınlanıyor. Hayalindeki işe başlamak için özgeçmiş oluştur ve sana en uygun ilanlara başvur.
Hemen Özgeçmiş OluşturBu siteyi kullanmadan önce verileriniz hakkında aydınlatma metnini, gizlilik ve üyelik koşullarını inceleyebilirsiniz.