İş Hayatında Kadın Olmak

Zuhal Öztürk
İnsan Kaynakları Yöneticisi, Kariyer Koçu ve Eğitmen
2 dakika okuma süresi

İş hayatında 16 yılı devirmiş bir kadın olarak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü hakkında ben de birkaç şey söylemek isterim.

Eğitim hayatına 3 lisans, yüksek lisans, onlarca eğitim / sertifika, meslekte 14 yıl deneyim sığdırmama rağmen halen bazı yönetsel roller için yeterli bulunmayabiliyorum. Biliyorum ki benim gibi nice hemcinsim var… Şimdi bunun nedenlerini daha iyi anlatabilmek için deneyimlediğim bazı olayları paylaşmak isterim.

İnsan kaynakları uzmanı olarak mesleğe başladığım ilk yıllarda kadın adaylara bazı sorular sormam istendi. Tecrübesizlik işte… Ben de sordum. Medeni durumu bekâr olan kadın bir adaya “Yakın zamanda evlenme planınız var mıdır?” Evli ama henüz çocuğu olmayan kadın bir adaya “Yakın zamanda anne olmayı düşünüyor musunuz?” Hamile bir çalışanımıza “Doğumdan sonraki planınız nedir? Rapor bitiminde hemen işe dönecek misiniz? Ücretsiz izninizi de kullanacak mısınız?” vb. Çalışan anne, kanuni tüm haklarını kullanır ise yaklaşık 10 ay işe ara verebiliyor çünkü. Laf arasında bunun çok uzun olduğunu, bir pozisyonun bu kadar uzun süre boş kalamayacağını, geçici olarak birinin alınabileceğini, geçici olarak alınan bu kişinin ise doğum iznine ayrılan çalışanımıza rakip olabileceğini çaktırmadan cümle aralarında söylememiz istendi. Doğumdan sonra işe döndüklerinde koltukları aslında çoktan erkek bir çalışan ya da bebek yapma sürecini tamamlamış daha büyük bir hemcinsi tarafından doldurulmuş bazı kadın çalışanlar, kendilerine asli işlerinin verilmemesi, itibar kaybı yaşamaları, şimdi sen süt iznini de kullanırsın gibi cümlelere maruz kalmaları, mobbinge tahammül edememeleri sebepleri ile işlerini kaybettiler.

Erkek adayların hiçbirine evlilik planlarını sormam istenmedi. Çalışanlarımız baba olduklarında ise sadece tebrik ettik kendilerini. Evlerine ya da doğumun gerçekleştiği hastanelere doğum tebriki çiçeğini gönderdik. Mesleğe başladığımda 3 gün, daha sonra 5 gün olan ücretli babalık izninin tamamını kullanıp kullanmayacaklarının peşine ise düşmedik, en doğal hakkıydı çünkü taze babanın babalık iznini kullanması. Baba olmuştu çalışanımız…

Birinci tekil şahıs olarak kendim de deneyimledim gerçi. Müdürüme hamile olduğumu söylediğimde aynen şu cümleyi kullanmıştı; “Zuhal ama ben böyle planlamamıştım, tam borsaya açılacağız, nasıl olacak şimdi bu?” Meğer aile planlamamızı yaparken müdürümle de konuşmam gerekiyormuş, bilmiyordum! Tabi gençliğin de verdiği tecrübesizlikle “Sizi hiç mağdur etmeyeceğim, son ana kadar çalışacağım” dedim. Çalıştım da… Doğumumdan önceki son Cuma gününe kadar işe gittim, pazartesi ise doğum gerçekleşti, anne oluşumdan sadece 20 gün sonra ise işe tamamen dönmüştüm. Yeni yönetici olmuştum, bir yöneticinin koltuğunu aylarca boş bırakamayacağı ima edilmişti. Kariyer mi özel hayat mı arasında karar vermem gereken onca konu başlığından biriydi bu konu sadece.

Başka neler mi deneyimledim? Bazı ilanlara erkek aday yazardık, neyse ki artık iş arama portalları ayrımcılığa girdiği için ilanı bu şekilde ilana çıkmamıza izin vermiyor.

Bazı mesleklerin ise cinsiyetleştirildiğini gördüm. “Kadından lojistik yöneticisi mi olur Allah aşkına, her saatte aramak gerekir, onun da çıkıp gelmesi gerekir bazı durumlarda, olmaz.” “Kadından kaynaklı imalat yöneticisi mi olur Zuhal Hanım Allah’ını seversen, ne anlar kadın kaynaktan? Kadın adayları hiç önümüze getirme bile” Bilinçli bir şekilde kendisi sorun çıkarıp, yine kendisi o sorunu çözen erkek yöneticiler de görmüşlüğüm vardır ve akabinde şu cümle gelir “Bu pozisyon asla kadın pozisyonu değil, kadın bu sorunlarla nasıl baş edecek?” Erkek pozisyonu algısı kolaylıkla oluşturulur, yönetim de buna ikna edilir.

Biraz dikkatli bakarsanız kadınların şef pozisyonunda oldukça uzun kaldıklarını görürsünüz, kariyer yollarının bir üst basamağı olan müdürlük pozisyonundaki kişi işten ayrılsa bile dış kaynaklardan faydalanılıp yine müdür pozisyonuna bir erkek getirilir genellikle. Yönetim de bilir, ekibi yönetenin kadın şef olduğunu, firmayı tanıdığını, kurum kültürünü özümsediğini ama yine de dışarıdan bir erkek yönetici getirme riski alınır. Kadınların duygusal bir mizaca sahip olduğu için yönetme becerilerini geliştiremedikleri, kurmay (yardımcı/danışman) rollerde daha başarılı oldukları inancı yaygındır. Diyelim ki es kaza kadın şefimiz cam tavanı aştı, müdür koltuğuna oturdu, organizasyon şemasında 2-3 kadından biridir artık. Erkek yöneticiler, toplantılarda onu dinlemek bile istemez çoğunlukla, beyin fırtınası yapılırken söyledikleri ciddiye alınmayabilir. Küfür edecekleri zaman dümdüz küfür ederler yanında bazen ya da “Zuhal / Ayşe / Fatma Hanım, bir kulağını kapatıver” denir. Astı erkek ekip arkadaşları bir kadından mı emir alacağım ben ya moduna kolaylıkla girebilir. Taze kadın müdürümüz hiç beklemediği bir darbe de beraber çalıştığı yönetici pozisyonundaki hemcinslerinden alır; kraliçe arı sendromu… Tek gözde kadın yönetici olmak için daha önce yönetici olmuş hemcinsi taze müdürümüz ile arasına mesafe koyar, erkek yöneticilerle ilişkisi ise daha dostanedir. Kariyer basamağında yükselememek, hak ettiği unvan ve maaşı alamamak da sorundur kadın için, yükselmek de…  

Mesai saatleri ve işletme dışına taşan çoğunlukla alkollü (sözde) toplantılara kadın katılsa hayat arkadaşı, anne babası tarafından eleştirilir, katılmasa bir sürü goygoyun döndüğü iş toplantısında(!) alınan birkaç karardan bir haber olarak ertesi gün işe gider, kimse onu alınan kararlar ile ilgili bilgilendirmez bile…

Emzirme odalarının hazırlanmayışı, hazırlansa bile göstermelik sadece boş bir oda ve bir kapı ismi isimliğinden oluşması bu odanın, bir priz, bir mini buzdolabının bile konulmayışı, kanunen gerekli sayılara ulaşılsa bile kreş hizmetinin sağlanmayışı kadınların mücadele ettikleri konu başlıklarındandır.

Erkek çalışanların zaruri durumlarına bakacak olursak… Bedelli askere gidişlerini gözlemliyorum, “28 gün ya ücretsiz iznini yazdıralım Ahmet / Mehmet / Yasin Bey’in Zuhal Hanım. Göz açıp kapayıncaya kadar gelir Ahmet / Mehmet / Yasin Bey” deniyor.

Kadınların rol geçişlerinde (anne, eş, evlat, çalışan vb.) daha rahat ve huzurlu olabilmeleri, arzuladıkları yere gelebilmeleri için (özel hayatlarından, kendilerinden, karakterlerinden) bedel ödemek zorunda kalmamaları için işverenlerin, toplumun bakış açılarının değişmesi gerekmektedir. Kadın istihdamının sağlıklı bir şekilde artması, organizasyon şemasına adil yerleştirmelerin yapılması, ücret bakımından kadın ve erkeğe adil davranılması ancak bu bakış açısının değişmesi ile mümkün olabilecektir.

Zuhal Öztürk İnsan Kaynakları Yöneticisi, Kariyer Koçu ve Eğitmen

İçeriği Paylaşın

eleman.net'te her gün yüzlerce yeni iş ilanı yayınlanıyor. Hayalindeki işe başlamak için özgeçmiş oluştur ve sana en uygun ilanlara başvur.

Hemen Özgeçmiş Oluştur

Eleman mı Arıyorsunuz?

400 Bin firma aradığı elemanı burada buldu. Hemen iş ilanınızı yayınlayın ve milyonlarca iş arayan adaya hızlı ve kolay bir şekilde ulaşın.

Hemen İlan Yayınla 0216 606 14 12

Bu siteyi kullanmadan önce verileriniz hakkında aydınlatma metnini, gizlilik ve üyelik koşullarını inceleyebilirsiniz.